Bumerang - Yazarkafe
Ağlarım ağlatamam; hissederim, söyleyemem,
Dili yok kalbimin, ondan ne kadar bîzarım!
Oku şâyed sana bir hisli yürek lâzımsa
Oku, zîrâ onu yazdım iki söz yazdımsa.

Mehmet Akif ERSOY



22 Ekim 2013 Salı

Hayat Müşterek!

"Hayat müşterek!" ifadesi eşlerin birbirine karşı, özellikle de kadının erkeğe karşı çok sık kullandığı ifadelerden biridir. Müşterek, kelime anlamı itibariyle ortaklaşa, elbirliğiyle yapılan ya da hazırlanan demektir. Cümlenin kastı ise "Hayatı birlikte paylaşıyoruz, bu nedenle her şeyi birlikte yapacağız. Ben ne yapıyorsam sen de yapacaksın."dır. Bir yönüyle komunizmin eşitlik ilkesine benzemektedir. Yani bir toplumdaki bütün insanlar eşittir. Eşit şekilde çalışıp, eşit şekilde harcayacaklardır. Oysa ki dünya böyle değildir.
Dünyadaki hiçbir canlı türü eşit yaratılmamıştır. Yaradan yaratırken, insanları seri üretim yapan bir fabrikadan çıkan ürünler gibi herşeyiyle birebir yaratmamıştır. Bu nedenle nasıl ki bir elin beş parmağının beşi bir değildir, insanlar da aynı şekilde bir değildir. İşte bu nedenle de  İslam'da eşitlik yoktur, adalet vardır.
Herkesin kendine özgü maddi ve manevi özellikleri vardır. Ben dünyaca ünlü futbolcular gibi şut çekemem veya dünyaca ünlü ses sanatçıları gibi şarkı söyleyemem. Her insanın kendi yeteneği ayrıdır. Bu nedenle her insana aynı işi yükleyemezsiniz. Farklı insanların aynı işi aynı düzeyde yapmasını bekleyemezsiniz. Hatta tek yumurta ikizleri dahi fiziksel olarak tıpatıp aynı olmalarına rağmen kendilerine verilen bir işi aynı düzeyde iyi yapamaz. Çünkü fiziksel özellikleri aynı olmasına karşın ruhsal özellikleri birbirinden farklıdır.
İnsan en temel sınıflandırmaya göre kadın ve erkekten oluşur. Esasında bu farklı özellikler kadın ve erkek olmakla başlar. Kadının yapabileceği işler farklıdır, erkeğin yapabileceği işler farklıdır. Çünkü kadın ve erkek yaradılış itibariyle farklı fiziksel ve ruhsal özelliklere sahiptir. Mesela, bir erkeğe ne yaparsanız yapın onun çocuk doğurmasını sağlayamazsınız. Bu nedenle, bir kadın kocasına "Hayat müşterek! İlk çocuğu ben doğurdum, ikinciyi de sen doğuracaksın." diyemez. Nasıl ki bunu diyemez, aynı şekilde bir kadın, kadına özgü işleri erkeğin yapmasını isteyemez, istememelidir. Eşitlik yerine adalet olmalı. Bütün işleri kadın ve erkek birlikte yapmak yerine kadın, kadına özgü işleri yapmalı, erkek de erkeğe özgü işleri yapmalıdır. İşte hayat gerçek anlamda o zaman müşterek olacaktır.  

11 Ekim 2013 Cuma

DEMOKRASİ SÖMÜRÜSÜ

Amerika bazı stratejik sebeplerden ötürü bir şekilde Irak'ı işgal etmek istiyordu. Önce Saddam'ın kimyasal silahlarını bahane etti. Sonra Saddam'ın nükleer silahlarının dünya için tehdit olduğunu söyledi. Daha sonra Saddam'ın kendi halkına zulmediyor dedi. Tüm bu bahaneler yeterli olmayınca son olarak Irak'a DEMOKRASİ getireceğim dedi ve Irak'ı işgal etti.
Uzun zamandır hem dünyada hem de ülkemizde bazı kesimler kendi emellerine ulaşabilmek için "demokrasi"yi kullanmaktadır. Belki de Amerika'nın demokrasi getirme bahanesiyle Irak'ı işgali bir başlangıçtı. Yakın zamanda gerçekleşen "Arap Baharı" diye nitelendirilen, ki bence bir sonbahardır, dönemde birçok Arap ülkesinin halkı DEMOKRASİ hayalleriyle isyan ettirildi ve böylece bu ülkelerde iç savaşlar gerçekleşti, kaos ortamları yaşandı. Halen Suriye'de insanlar DEMOKRASİ şekeriyle kandırılarak birbirlerini öldürmektedir.
Ülkemize baktığımızda ise bu ülkeye 30 yıldan fazla süredir maddi ve manevi birçok kayıplar yaşatan PKK denen örgütün siyasi yapılanmasının kurduğu partilerde ısrarla DEMOKRASİ ismini kullandığı göze çarpmaktadır. Sırasıyla;
  • DEMOKRASİ Partisi veya kısaca DEP, 1991 yılında kurulmuş siyasi parti. Kurucusu Leyla Zana.
  • Halkın DEMOKRASİ Partisi veya kısaca HADEP,  11 Mayıs 1994 yılında kurulmuş siyasi parti. Genel Başkanı Murat Bozlak.
  • DEMOKRATİK Halk Partisi veya kısaca DEHAP,  1997 yılında kurulmuş siyasi parti. Kurucusu Mehmet Abbasoğlu. 2005 yılında kapatıldı.
  • DEMOKRATİK Toplum Partisi (DTP), 9 Kasım 2005 tarihinde kurulmuş siyasi parti. Kurucusu Leyla Zana ve arkadaşları. 11 Aralık 2009 tarihinde kapatıldı.
  • Barış ve DEMOKRASİ Partisi (BDP), Türkiye'de 2008 yılında kurulmuş siyasi parti. Kurucusu Mustafa Ayzit.
  • Halkların DEMOKRATİK Partisi (HDP), 15 Ekim 2012 tarihinde kurulmuş siyasi parti. Kurucusu Sebahat Tuncel.
  • Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Barış ve DEMOKRASİ Partisi'nin 11 Temmuz 2014 tarihinde gerçekleşen 3. Olağan Kongresinde alınan kararla adı değiştirilerek kurulan siyasi partidir. Kongre sonucunda partinin eş genel başkanlığına Emine Ayna ve  Kamuran Yüksek seçilmiştir.
Gördüğünüz gibi terör uzantısı bu siyasi oluşum kurduğu bütün partilerde ortak isim olarak demokrasiyi kullanmıştır.
İktidar partisi son birkaç yıldır yapmaya çalıştığı sonuçları ayrılığa ve bölünmeye yol açacak olan açılımına önce Kürt Açılımı adını vermiş, daha sonra tepkiler üzerine adını "DEMOKRATİK Açılım" olarak değiştirmiştir. Hükümet son yayınladığı, genel itibariyle PKK terör örgütünün taleplerini içeren yasaların olduğu pakete de "DEMOKRASİ Paketi" adını vermiştir. Bunların hepsi için sadece tesadüf diyebilir miyiz? 
Selametle,

2 Ekim 2013 Çarşamba

Üstel Dağılım Hayat

İstatistikte verilerin analizini daha kolay yapabilmek için bu verilerin çeşitli dağılımlara uyduğu kabul edilir. Normal dağılım, Poisson dağılımı, Binom dağılımı vb. Üstel dağılım bu dağılımlardan biridir. Bir olay gerçekleşinceye kadar geçen süre üstel dağılımı gösterir. Üstel dağılımı diğer dağılımlardan ayıran önemli bir özellik vardır: Belleksizlik başka bir değişle unutkanlık özelliği.
 
Bu özelliğe göre, bir durum gerçekleşinceye kadar geçen zamanın bir kısmı gerçekleştikten sonra kalan zamanı hesaplamak için gerçekleşmiş olan zamanı kullanamayız. Örnek vermek gerekirse, bir durakta otobüs beklediğimizi varsayalım. Bu otobüsün gelme süresi normal dağılıma göre ortalama 15 dk olsun. Biz otobüsü bekleyeli 5 dk olduysa ortalama 10 dk içinde otobüsün gelmesini bekleriz. Ancak durum normal dağılımda böyleyken, üstel dağılımda böyle değildir. Otobüsün gelme süresi üstel dağılıma göre ortalama 15 dk olsun. Biz otobüsü bekleyeli 5 dk olduysa, otobüsün gelme süresi üstel dağılıma uyduğu için ortalama 10 dk içinde otobüsün gelmesini bekleyemeyiz. Otobüsün gelme süresi, biz bekleyeli 5 dk olmasına rağmen yine 15 dakikadır. İşte buna belleksizlik özelliği denmektedir. (İspatını merak edenler buraya tıklayarak öğrenebilirler.)
 
Hayat da böyledir biraz. Birine aşık oluruz, ayrılırız, acı çekeriz ve bir daha hiç kimseye aşık olmayacağımızı söyleriz. Ama sonra biri çıkar, sanki o acıları çeken biz değilmişiz gibi tekrardan aşık oluruz. Ya da çok sevdiğimiz bir arkadaşımızdan ayrılır veya çok sevdiğimiz bir yakınımızı kaybederiz ve çok üzülür, bu acının hiç geçmeyeceğini düşünürüz ama belli bir zaman sonra o acılar da geçer, günlük yaşantımıza devam ederiz. Bizi yöneten hükümet yanlış politikalar uygular, yolsuzluk yapar, haksızlık yapar. Bu durumdan rahatsız olur, kızar, söylenir, isyan eder, protestolar yaparız. Sonra biraz zaman geçer, seçim zamanı gelir, yine gider o partiye oy veririz.

Aşık olmak, acı çekmek, birilerini desteklemek, sevmek, sövmek kısacası hayatın kendisi belleksizdir, unutkandır.  Hayat tümüyle üstel dağılıma uymaktadır..